Şehirde karanlık güçler kol geziyor. Modern vampirleri konu alan bu drama dizisinde Jack Davenport başrolde. Ultraviolet'in temel fikri, vampirlerin var olduğu ve devlet destekli gizli bir örgütün – CIB – sadece onların hareketlerini takip etmekle kalmayıp, onları küle dönüştürmek için de çok zaman harcadığıdır. Vampirlerin yeniden dirilebileceği bilinen bir gerçek olduğu için, bu küller daha sonra yüksek güvenlikli bir muhafaza tesisinde saklanmaktadır. CIB (Buffy'nin aksine), yüksek teknoloji ekipmanları kullanıyor, bu da vampirleri ve vampir avını güncel hale getirmek için birilerinin zaman harcadığını gösteriyor. Karbon mermiler, kameralı ve aynalı nişangahlı silahlar, sadece ultraviyole ışıkla görülebilen vampir ısırıkları... Bunların hepsi popüler vampir mitolojisine yapılmış güncellemelerdir. CIB, vampir avcılığının geleneksel stereotiplerinden oluşuyor: bir rahip (Peder Pearse Harman - Philip Quast), eski bir asker (Vaughan Rice - Idris Elba) ve bir bilim insanı – bu durumda bir hematoloji uzmanı (Dr. Angela March - Susannah Harker). Ekibin üç üyesi de adanmış ve deneyimli, günlük varoluşlarına sinmiş öldürme eylemine karşı soğuk ve klinik olarak sertleşmişlerdir. Ekibin en yeni üyesi, en iyi arkadaşı vampir olduktan sonra onu öldürmek zorunda kalan bir polis memuru (Michael Coleman – Jack Davenport), dizide gelişimini takip edeceğimiz karakterdir. 'Bir insan öldüğünde, ruh da ölür. Tüm dinlerin kaynağı biziz. Ahiret biziz. Başka bir şey yok...'