Onlar, insanlığın bir sonraki evrimsel sıçraması, doğaüstü yeteneklerle doğmuş bir insan nesli - Yarın İnsanları. Stephen Jameson, bildiğimiz dünya ile geleceğin değişen dünyası arasında bir kavşakta duruyor. Bir yıl öncesine kadar Stephen "normal" bir ergenken, birden sesler duymaya ve uykusunda teleport olmaya başladı, nerede uyanacağını asla bilmeden. Artık Stephen'ın sorunları, sıradan ergen kaygılarının çok ötesine geçti ve akıl sağlığını sorgulamaya başladı. Umutsuzluk içinde, Stephen kafasındaki seslerden birine kulak vermeye karar veriyor ve bu onu Yarın İnsanları ile ilk karşılaşmasına götürüyor - John, Cara ve Russell - telekinezi, teleportasyon ve telepatik iletişim yeteneklerine sahip genetik olarak gelişmiş bir ırk. Yarın İnsanları, Ultra olarak bilinen bir paramiliter bilim insanları grubunun peşine düştü. Dr. Jedikiah Price liderliğindeki Ultra, Yarın İnsanları'nı rakip bir türden çok gerçek bir varoluşsal tehdit olarak görüyor ve dışlanmış grup, insan dünyasının hemen altında terkedilmiş bir metro istasyonunda saklanmak zorunda kaldı. Sırlarla dolu bir takas yaparak, Jedikiah, Stephen'a ailesi ve en iyi arkadaşı Astrid ile normal bir yaşam şansı sunuyor, eğer Yarın İnsanları'nı izole etme ve yok etme mücadelesine yardım ederse. Öte yandan, Cara, John ve Russell, Stephen'a farklı bir aile ve gerçekten ait olduğu bir yuva sunuyor. İnsanlığa ya da Yarın İnsanları dünyasına sırtını dönmeye istekli olmayan Stephen, kendi yoluna çıkıyor - bu yolculuk, onu babasının gizemli kayboluşuyla ilgili gerçeği ortaya çıkarmak için karanlık bir geçmişe ya da Yarın İnsanları ile bilinmeyen bir geleceğe götürebilir.